-
1 kalma durumu
-
2 kalma durumu
n. locative -
3 kalma
kalma (-den) stammend von jemandem, aus einer Zeit;kalma durumu GR Lokativ m (-de, -da);Nuh-u Nebi’den kalma vorsintflutlich -
4 kalma
1. remaining, staying. 2. /dan/ left from, remaining from. 3. /dan/ handed down from, inherited from. 4. /dan/ dating from. - durumu gram. the locative case, the locative. -
5 burada
-
6 Zwangslage
zorda kalma durumu; ( Notlage) sıkıntı, darda kalma;sich in einer \Zwangslage befinden zor durumda bulunmak -
7 locative
eylemin gerçeklestigi yeri belirten; yer durumu, kalma durumu -
8 locative
adj. lokatif, yer belirten————————n. ismin de hali, kalma durumu, yer belirtme hali* * *isim hali -
9 Lokativ
-
10 هنا
هُنَا1. burasıAnlamı: bu yer, bura2. buraAnlamı: bu yer3. ahaAnlamı: ışte burada4. şuracıkAnlamı: yakın bir yeri gösterir5. şurasıAnlamı: şu yer6. buradaAnlamı: kalma durumu -
11 ههنا
هَهُنَا1. buraAnlamı: bu yer2. burasıAnlamı: bu yer, bura3. ahaAnlamı: ışte burada4. buradaAnlamı: kalma durumu -
12 double bind
iki arada bir derede kalma durumu -
13 -de hali
locative case kalma durumu -
14 بطالة
Iبَطَالَة1. avarelikAnlamı: aylaklık, ışsizlik, başıboşluk2. görevsizlikAnlamı: bir görevi bulunmama durumu3. işsizlikAnlamı: işsiz kalmaIIبِطَالَة1. görevsizlikAnlamı: bir görevi bulunmama durumu2. işsizlikAnlamı: işsiz kalma -
15 suspense
n. endişe, merakta kalma, merakla bekleme, tereddüd, kararsızlık, muallak, belirsizlik, erteleme, askıya alma* * *belirsizlik* * *[-s]noun (a state of uncertainty and anxiety: We waited in suspense for the result of the competition.) askıda kalış, belirsizlik durumu
См. также в других словарях:
kalma durumu — is., dbl. Bulunma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalma — is. 1) Kalmak işi 2) sf. Herhangi bir kimseden veya bir dönemden kalmış olan Eskiden kalma bir anıt. Birleşik Sözler kalma durumu babadan kalma dededen kalma … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulunma durumu — is., dbl. Ad soylu bir sözün taşıdığı kavramda bulunuş bildiren, da / de, ta / te ekleri ile kurulan durum, kalma durumu, lokatif: okulda, evde, sokakta, işte vb … Çağatay Osmanlı Sözlük
durum — is. 1) Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı. R. N. Güntekin 2) Duruş biçimi, konum 3) Bireyin toplum… … Çağatay Osmanlı Sözlük
beraberlik — is., ği 1) Birlikte olma durumu Onların beraberliği tam elli yıl sürmüştür. H. Taner 2) Baş başa kalma durumu 3) Başa baş kalma durumu Birleşik Sözler beraberlik müziği … Çağatay Osmanlı Sözlük
sığlık — is., ğı 1) Sığ olma durumu 2) Sığ yer İskelenin beri yanındaki sığlıktan yürüdük. M. Yesari 3) mec. Yüzeyde kalma durumu, derine inmeme durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerilik — is., ği 1) Geri olma durumu Kayıtsızlıktan, tembellikten, gerilikten kurtulmak için inanmak lazım. O. S. Orhon 2) ruh b. İdrak etme yeteneğinde veya okul başarılarında yaşına göre geri kalma durumu Birleşik Sözler zekâ geriliği … Çağatay Osmanlı Sözlük
hasretlik — is., ği Sevilen bir şey veya kimseden ayrı kalma durumu, ayrılık Annesinin hasretliğine dayanamadı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ismet — is., esk., Ar. ˁiṣmet 1) Ahlak kurallarına bağlı kalma durumu, sililik 2) Dürüstlük, temizlik Çocukluğunun ismet ve samimiliğine dayanan bu hatırayı eskisi gibi benliğinin bir köşesinde uykuya yatırmıştı. O. C. Kaygılı Birleşik Sözler harimiismet … Çağatay Osmanlı Sözlük
ölülük — is., ğü Cansız kalma durumu, cansızlık Kış müthiş olacak, kar yolları kapayacak, bembeyaz ovada ölülük uzayıp gidecek. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
züğürtlük — is., ğü Parasızlık, parasız kalma durumu, meteliksizlik Züğürtlükten telefonumuz kesildi mi ona bir selam yollar, açtırırdık. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük